Yeşil zemine geçmeden önce maç önünden bahsedelim. İlk olarak eski açıkta müthiş bir Özhan Canaydın portresi açıldı. Bu başkanlığından memnun olmasak da birçoğumuzu duygulandırdı. Takımlar sahaya çıkarken ise Galatasaray taraftarı Fenerbahçe takımını ıslıklar gibi oldu, fakat ellerindeki pankartı görünce bundan vazgeçtiler ve her iki takım taraftarı beraberce aynı payda için saygı duruşunda olduğu gibi Ali Sami Yen'i alkışlarıyla doldurdu. Gerçekten bu özlediğimiz tabloydu. Burdan Özhan Canaydın'a bu tabloyu bize göstermeye vesile olduğu için teşekkürü borç bilirim. 67. dakikada Alex'e o pet şişeyi atana da lanet olsun. Buna rağmen Galatasaray centilmen başkana yakışır şekilde ağırladı rakibini. Bundan sonraki derbilerde de bu görüntüleri görmek tek isteğimiz.

Yeşil sahada ise adı derbi olsa da futbol gerekliliklerinden hiçbirini yerine getiremeyen iki takım vardı. Fenerbahçe kadro yetersizliğinden dolayı beraberliğe razı bir görüntüde idi zaten. Galibiyet büyük sürpriz oldu onlar için. Galatasaray ise 4-0-3 ile ancak bu kadar pozisyona girebilirdi. Ama olmadı. Rijkaard maçı isteyen tarftı, bunun için hamlelerde yaptı. Fakat özellikle Arsa'nın hiç de hazır olmadığını gördük. Bunun dışında kaleciler arasındaki fark rakip takıma maçı getirdi diyebiliriz. Leo Franco'nun bileti bu maçtan sonra kesilmiştir heralde sezon sonu için. Taraftarın maç içinde Leo'ya verdiği tepki ise hoş değildi kanaatimce. Kaleciler demişken Volkan'ın son dakikalardaki topu kontrol şekli hiç hoş değildi, Keita'nın şutunu çıkarışı ise iki kaleci arasındaki farkı ortaya koydu. Açıkçası Van Basten'in de gibi bu maçta Galatasaray şanssız olan taraftı.
Bundan sonra 7 de 7 tek isteğimiz tabiki de ama bu ortadaki üçlü ile bu pek mümkün görünmüyor. Yani şampiyonluktan uzaklaşmış olmakla beraber hala bir acaba ümidi taşıyoruz. Hiç olmazsa ikinci olup bi şekilde şampiyonlar ligine gitmemiz lazım.